Hâmilelik ve Bebek Bakımı-2
18 Ağustos 2020 tarihinde yazılan Hâmilelik ve Bebek Bakımı-1 yazımızın devamıdır. Yazıyı sosyal medyada okuyanlar sıra dışı bilgiler olduğunu söylüyorlar.
Düşük Tehlikesi
Zıplamak, bilhassa arkaya doğru zıplamak, yük kaldırmak, sıcak banyo yapmak, devamlı hazımsızlık çekmek, sağlığını düzeltmeden evlenen ve daha önce düşük problemi yaşamış olan kadınlarda düşüklere yol açabilir Hamilelik süresince kesilmeyen adet kanamaları, hamileliğin ilk ayında göğüsten akmaya başlayan süt, ceninin zayıf ve düşme ihtimali olduğunu gösterir. Sağlıklı rahim hasta çocuğu tutmaz ve dışarı atar. Tekrarlayan düşüklerden sonra modern tedavi yöntemleriyle doğan çocuklarda ağır hastalıklar ve ayrıca lösemi riski artar. Düşük tehdidi geçirip canlı doğan bebeklerin de risk altında olduğu tespit edilmiştir.
Hamileliğini kurtarmak isteyenler, sancı, ağrı ve kanama başlarsa, bağırsaklarını boşaltıp, 3 gün boyunca yatmalı ve aç kalmalıdır ("3 günlük açlık" yazımıza bakınız.) Sancı ve kanama durduğunda kalkıp ev işi yapmaya başlayabilir. Ancak yemek yememeli, 5-7 gün meyve ve sebze suyu içmeli; çiğ meyve ve sebze yemelidir. Bu günlerde zayıf rahim kuvvetlenir ve artık bebeği sağlam tutacak hale gelir. Bundan sonra da düşük tehlikesi devam ederse, demek ki sorun rahimde değil, bebektedir. Bu durumda ceninin düşmesi doğmasından daha hayırlıdır.
Hamile Kadının Beslenmesi
Zayıf kadınların hamilelik esnasında 6-10 kiloya kadar kilo alması normaldir. Kilolu kadınların ise hamilelik döneminde kilo almaması gerekir, hatta kilo vermesi daha iyidir. Halk arasında yaygın olan "Hamile kadın iki insanın yediği yemeği yemeli" düşüncesi yanlıştır. Hamileliğin iyi geçmesi ve bebeğin sağlıklı olması için kilolu kadınlar da, zayıf olanlar da ilk 3 ayı bol yemekle değil, 3 günlük açlıkları yaparak geçirmelidir. Daha sonraki aylarda yediklerine dikkat etmeli ve doğuma kadar doyuncaya kadar yemek yememelidir.
Anne aç kaldığı müddetçe, kanında besin ve oksijen yetersizliği meydana gelir. Bu durumda cenin yeterli besin ve oksijen sağlayabilmek için aktif bir şekilde hareket etmek zorunda kalır. Bu hareketlilik ceninin kan dolaşımını hızlandırır. Bu şekilde bebeğin vücudunda çoğalan kan yeterli miktarda besin ve oksijen taşıyarak bebeğin organlarına ve sistemlerine dayanıklılık ve kuvvet kazandırır. Bir başka deyişle, bebeğin aktif hareketleri onun fiziksel olarak sağlıklı gelişmesine sebep olur. Böylece annenin açlığı bebeğe sıhhat kazandırır. Bununla birlikte annenin yapacağı herhangi bir hareketli iş, spor veya nefes kontrollü egzersizler de bebek üzerinde aynen açlık gibi tesir eder.
Hamile kadının, doğumunun rahat olması, doğumdan sonra sütünün temiz ve yeterli olması için ilk 4-5 ay yiyeceği, meyve, karpuz, balkabağı, taze çiğ sebze, yeşillik, doğal bal ve pekmez, kavrulmamış ve tuzlanmamış ceviz, badem, fındık, fıstık gibi kuruyemiş olmalıdır. Hamile kadın, kalsiyuma ve proteine olan ihtiyacını, kalsiyum ve protein yönünden zengin olan semizotu, ıspanak, roka, tere, dereotu, kişniş, hindiba, ısırganotu, turp yaprağı gibi yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, enginar ve haftada 3-4 defa mizacına uygun et veya balıktan karşılaması gerekir. Yeşil sebzede bulunan kalsiyum canlıdır ve proteinlerinin hazmı kolaydır.
Sebzelerdeki klorofil kandaki hemoglobine benzediği için kansızlığa iyi gelir. Yeşil sebzedeki organik asitler aktif temizleyici olduğu için rahmi ve doğum yollarındaki kasları kireçten, damarları tıkanıklıklardan temizler. Hamile kadının pişmiş yemeklere ihtiyacı yoktur, fakat isterse, günde 1 defa istediği doğal yemeği yiyebilir. Hamileliğin son iki ayında hurma yemek, ıslatılmış keten tohumu içmek, sarımsak yutmak, safran ve zeytinyağı kullanmak rahmi güçlendirir ve doğum yolu kaslarına esneklik verir.
Sayfamızda blog yazıları yazdığımız için belli sayıda kelimeyi geçemiyoruz. Makale iki yazıya sığmadı. Üçüncü makalemizi buradan okuyabilirsiniz: