Hâmilelik ve Bebek Bakımı-4

Hâmilelik ve Bebek Bakımı-4

24 Ağustos 2020 tarihinde yazılan Hamilelik ve Bebek Bakımı-3 yazımızın devamıdır.

 

Normal Doğum

 

Doğumların yaklaşık % 95'inde bebek başla, %5'in büyük kısmında ise makatla gelir. Gebeliğin sonuna doğru rahimde periyodik olarak zayıf ka­sılmalar oluşur. Bu kasılmalar gittikçe artarak, rahim ağzının açılmasına ve bebeğin doğum kanalına doğru itilmesine neden olur. Doğumun başında kasılmalar 20-30 dakikada bir görülürken gittikçe artmaya ve rahim ağzı genişlemeye başlar. Rahim kasılmaları yukarıdan aşağıya doğru dalgalan­malar şeklinde olur ve bebeği rahim ağzına doğru iter.

 


Bebeğin içerisinde bulunduğu su kesesi doğumun herhangi bir aşama­sında kendiliğinden yırtılabilir. Açılmış kesedeki sıvı kısmen boşalır ve be­beğin başı otomatik olarak çıkış kanalına sıkıca yerleşir. Rahim kasılmaları sıklaşmaya ve son dönemde her 2-3 dakikada bir olmaya başlar. Kasılma­nın en önemli fonksiyonu rahim ağzını açmasıdır. Doğumun son aşamasın­da rahim ağzı 10 cm'lik genişliğe yaklaşır.

 

Kuvvetli ve arka arkaya gelen kasılma ile beraber rahimde dolaşan kan azalır, kanın azalmasıyla birlikte oksijen yetersizliği giderek çoğalır. Bu du­rum bebeği, hayatta kalmak için doğum yoluna ve dışarı doğru aktif hare­ket etmek zorunda bırakır. Günümüzde doğum esnasında bebeğin başının kolay çıkması ve yırtık olmaması amacıyla vajina-makat arasındaki kasların kesilmesi alışkanlık haline gelmiştir. Ancak bu kolaylık, bebeğin psikoloji­si açısından lehine değil, aleyhinedir. Çünkü doğumdaki aktif mücadelesi bebeğin psikolojisi ve karakter özelliklerinin oluşmasında büyük önem ta­şır. Sağlanan kolaylıkla, mücadelesiz doğan çocuk dünyaya gelişinin değe­rini algılayamaz, özgüveni olmaz ve kendini değersiz hisseder. Sezaryenle aldırılan çocuklar ise zorla yerinden sökülmüş gibidir. Onlar dünyada, hu­zursuz, korkak, kararsız ve şaşkın bir durumdadır.

 

Doğum anının nasıl ve nerede olduğu da çok önemlidir: Cennet gibi ra­hat bir yerden büyük bir mücadele sonunda galip olarak Dünyaya gelen bebek birbirinden çok farklı iki durumla karşılaşabilir: Anne, baba ve kar­deşlerin sevgisi, annenin şefkatli elinin dokunuşu, ılık, yumuşacık göğsü, lezzetli, mis gibi kokulu anne sütü ve annenin tatlı sesi ile güzel sözleri, ra­hatlık ve emniyet. Veya, hemşirenin yorgun ilgisizliği, sert bir el ile poposuna aldığı tokat, soğuk ve kötü kokulu antiseptik bezin vücuduna dokunuşu, ağzına plastik biberonla verilen şekerli su, aşının acı veren iğnesi, soğuk sert bir yatak, dünya korkusu, çocuk odasında hissettiği umutsuzluk, sonsuz ve mutsuz yalnızlık. Sonsuz, çünkü bebek sonsuzluktan yani ruhlar aleminden, za­mansızlıktan gelmiştir ve zamana henüz alışamamıştır.

 

Bebeğin doğduğu ortamdaki ışığın miktarı da çok önemlidir. Karanlık rahim ortamından gelen bebek parlak ışıktan çok rahatsız olur. Doğduğu odanın ortamı loş olmalıdır. Doğduktan sonra bebek, bir süre, göbek bağı ile eşine bağlı durumda bırakılmalıdır. Yeni doğan bebek, öncelikle anne­sinin göğsüne yatırılır, sonra bebeğin göbek bağı hem anne, hem bebek ta­rafından bağlanır bebeğin göbekbağı yaklaşık 10-20 cm kalacak şekilde ke­silir. O zaman bağ doğal bir şekilde kapanacak ve yaklaşık 5 gün içinde kendiliğinden düşecektir. Bebeğin çıkışından yaklaşık 20-30 dakika sonra, ek rahim kasılmaları ile bebeğin eşi dışarı çıkar. Bu kasılmalar aynı zaman­da eşin rahim duvarından ayrılması ile açılan kan damarlarının kapanması­na da yardımcı olur.

 

Günümüzde hastanelerde uygulanan doğum pozisyonu (jinekoloji po­zisyonu) efektif olmadığı için uygun değildir. Bazı kadınlara itici geldiği için doğum sürecini olumsuz etkileyebilir. Doğal doğum pozisyonu bir yerden destek alarak veya yatak başlığı gibi sağlam bir şeyi tutup çömelerek durmaktır. Kadınlar çatılarının dar veya bebeğin kafasının büyük olduğunu düşü­nerek normal doğumdan korkmamalıdır. Bebeğin kafatası kemikleri henüz birbirine kaynamadığı için birbirinin üzerine geçebilir, hatta neredeyse üstüste binebilir ve kafanın doğum yolundan geçişini kolaylaştırır. Bebeğin beyni bu tür sıkışmalardan etkilenmez. Bebeğin kafası büyük olsa bile nor­mal doğum bebeğe hiçbir zarar gelmeden gerçekleşebilir.

 

Rahmin açılması ilk doğumda genellikle 14-24 saatte, bazı durumlarda 36 saatte gerçekleşir. Daha sonraki doğumlarda bu süre kısalır.


Köylü kadınlar, çok çalışan hareketli kadınlar, kimyasal herhangi bir madde ve deterjan kullanmayan, yer sofrasında oturarak doğal yemek yi­yen, yerde oturan, ped kullanmayan kadınların rahim kasılmaları suni san­cı verilmediği takdirde ağrısız olur ve çok kolay doğum yaparlar. Çağdaş kadınlar bu kitapta anlatılan şekilde gebelik ve doğuma hazırlık süreci geçirirlerse aynen köylü kadınlar gibi doğum yapabilirler.


Ancak sentetik hormon, antibiyotik, her türlü deterjan kullananlar, kat­kılı yiyecek ve içecekleri tüketenler, gebeliğe hazırlık yapamayan gebe ka­dınlar doğumun her aşamasında farklı komplikasiyonlara maruz kalabilir ve sezaryene mecbur olabilirler.

 

Hamilelik ve çocuk bakımı yazılarımız sona erdi. Fakat ilerleyen zamanlarda Dr. Aidin SALİH'in diğer kitaplarından bu hususlarda bağımsız yazılarımız mutlaka olacaktır. Takipte kalınız.