Çimlenmiş Buğday ve Arpanın Faydaları

Çimlenmiş Buğday ve Arpanın Faydaları

Buğdayın faydalarını bu yazımızda bulabilirsiniz. Yemek için buğdayın bir gün çimlenmiş olması gerekir. Çünkü buğday tanesinin içi ölü karbonhidratlardır ve nişasta ondadır. Ama kabuğa yakın olan tabakada enzim, hormon, vitaminler ve mikro elementler yerleşmiştir. Bir buğdayda eğik bir oğulcuk olur ve oradaki böcekler sadece oğulcuğu yerler. İlkbaharda buğday taneciklerine su dokunsa ve toprak ısınsa bu hormon, enzim, vitamin ve mikro elementler nişastaya karışır. Nişasta eriyerek buğdaydaki oğulcuk için gıda olur. 

 

Aidin SALİH bir konferansında " Biz çimlenmiş buğday suyunu anne sütü alamayan bebeklere veriyoruz. Çinlenmiş buğdayı dövüyor, kaynatıyor, süzüyor ve bal ekleyerek veriyoruz. Bebekler için çinlenmiş arpa ve buğday çok iyi bir besindir. Biz bunu hastalara da tavsiye ediyoruz. Mesela ülseratif kolit için 10 günlük kür şeklinde çimlenmiş buğday veya arpa veriyoruz.  Ülseratif kolit olanlar sadece bu buğday suyunu içiyorlar. Her gün buğday ve arpa çimlendirilir. Ertesi gün ve gelecek diğer günlerde de yenisi çimlendirilir ve 5 gün boyunca bu şekilde devam edilir.  Önce ilk çimlendirilen kullanılır ve bu şekilde devir yapılır. Böylece her gün, 5 gün boyunca çimlenmiş buğdayın suyu kullanmış olur." diyor.

 

Konuşmasına şu şekilde devam ediyor: " Arpa ise bir gün çimlendirilmiş olabilir. O su kaynatılır, dövülür, süzülür ve bal ile içilir. 10 gün boyunca bundan başka gıda tüketilmez. Bu yöntemle kanayan ve iltihaplı olan ülseratif kolit çok güzel iyileşir. 10 gün sonra da kan ve iltihap yok olur. Ama ülseratif kolitin yok olması için tabî ki 10 günlük açlıkları yapmak gerekir."

 

Çimlenmiş Buğday ve Arpa 

 

Gerçek tıp kitabında da çimlenmiş buğday ve arpadan bahsedilir. Bir miktar dövülmemiş buğday veya arpa, kırılmış olanlarından ayıklanarak yıkanır ve ıslatılır. Suda 3 saat beklettikten sonra suyu süzülerek üzerine ıslak bez kapatılır. Karanlık ve ılık bir yere konur. 24 saat sonra buğday (veya arpa) filizlenmeye başlar. Filizlenmiş buğday güzelce yıkanıp bal ile birlikte 2-3 çorba kaşığı yenir. Hiçbir şeyle karıştırılmadan, yemek yerine yenmelidir. Yemekten önce salataya eklenerek de yenebilir. Saçların güçlenmesini, çoğalmasını, parlamasını ve uzamasını sağlar. Adetleri düzenler, cildin rengini açar, sivilceleri yok eder, sıkıntılı olanları rahatlatır. Sinir hastalıklarına, bağırsaklara ve yaralara şifadır.

 

3-5 gün bekletildiğinde epeyce uzayan buğday filizleri geçmeyen yaralar için mükemmel bir ilaçtır. Buğday, filizleri ile beraber dövülür, temiz bir bez içine yerleştirilerek yaraya konur. Bu merhem günde 2 defa değiştirilir. En eski ve derin yaralar bile kısa zamanda kapanır.

 

Çimlenmiş buğday ve arpa suyunun hazırlanışı:

Çimlenmiş buğday veya arpa yıkanır, iyice ezilerek su eklenir ve sıkılır. Ayrıca bal ile de karıştırılabilir. Yaşlılara, ağır ve iç yarası olan hastalara, çocuklara ve sağlıklı insanlara da çok faydalıdır.

Uyarı: Buğday ve arpanın genetiği değiştirilmemiş olmasına özen gösterilmelidir! Çimlenmiş buğday ve arpa kullanılmadan önce muhakkak yıkanmalıdır!

**Suda kaynatılarak elde edilen arpa suyu mesane, böbrek ve safra kesesi ağrılarına, karaciğer ve dalak hastalıklarına, göğüs hastalıklarına, nezleye, yüz sivilcelerine, raşitizm hastalığına, egzama, sedef ve uyuz kaşıntılarına iyi gelir. Ateşi düşürür, balgamı söker, ishali önler.


** Tohumluk (kabuklu) arpa 3-4 saat ıslatıldıktan sonra aynı suda 1,5-2 saat kaynatılır ve süzülür. Arpa suyu bal ile karıştırılır ve anne sütünden mahrum kalan çocuklara, halsiz yaşlılara, ameliyat geçirenlere verilir. Yukarıda sayılan hastalıklara ve ayrıca kalp hastalarına çok faydalıdır.


** Arpa samanı yarım saat düşük ateşte kaynatılarak içilir ve banyo esnasında küvete doldurulan suya katılırsa, böbrek ve mesane taşlarını düşürür. Arpa yerine aynı şekilde yulaf da kullanılabilir.


** Dövülmemiş arpa öğütülerek ılık su ile karıştırılır, 2-3 dakika kaynatılır, bal ve zencefil, veya muskat veya tarçın tozu eklenir. Kahvaltı veya akşam yemeği olarak yenir.

**** Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) elenmemiş arpa unundan pişen ekmeği yerdi ve bu ekmeğin tüm peygamberlerin ekmeği olduğunu söylerdi. Demek ki, arpanın derin bir sırrı vardır.